Hayatımın her döneminde çizim yapmak yaşamımın bir parçası oldu. Küçüklüğümden beri elime kalemi aldığım anda birşeyler karalamak kaçınılmaz oluyordu. Okuma yazma bilmediğim yaşlarda bile annemin siparişlerini babama çizerek verirdim. Yaşım ilerledikçe çizdiklerim, genelde sonsuz ilgi duyduğum sinemanın unutulmaz karakterleriydi. Conan, Spiderman, Star Wars ve yeni tipler, okul kitaplarıma karalamaktan vazgeçemediğim karakterlerdendi (Hala,telefonla konuşurken birşeyler çizerim). Bu sebeple öğretmenlerimden az azar işitmemişimdir. Ailem ve arkadaşlarımın da bu yeteneğimi farketmesi beni güzel sanatlara yönelmeye teşvik etti.

1985 senesinde yetenek sınavlarına hiç hazırlanmadan okula en yakın kırtasiyeden aldığım bir kurşun kalem, bir silgi, bir kalemtraş ve basit bir suluboya (12 renkli Pelikan marka idi) ile girdiğim sınav ile Güzel Sanatlar Fakültesini kazandım. Endüstri Ürünleri Tasarımı ilgi alanıma en yakın bölümdü. Eğitimimi tamamladığımda bölüm başkanı hocamız bana okulda kalmayı ve kariyer yapmayı teklif etmesine rağmen ben tasarım yapmayı, üretmeyi ve sunmayı tercih ederek şimdiki meslek hayatıma ilk adımımı attım. Edindiğim tecrübeler ve dostluklar meslek hayatıma bir çok artılar kattı. Bu tecrübe ve dostluklar içimdeki tasarımcı şevkini tetikleyen unsurlar oldu.

Hayal gücümü zorlayabilen, yaşadığım mekanlara farklı gözle bakabilen ve kendi tasarımım ile bir insanın hayatında fark yaratabilmenin, fonksiyon ve estetik katmanın, bir mesleği yaşam biçimi yapabilmenin farklılığını ve mutluluğunu yaşıyorum. Yaratıcılık, insanın doğasında var; ancak çok az insan bunu gerçek dünyada izler bırakarak ortaya çıkarabiliyor. Benim mesleğim, bu izleri ortaya koyabilmenin, karşımdaki insanı anlayarak onun yaşamına dokunabilmenin en güzel yollarından biri…

Senaryo , Ses , Müzik , Mizah , Zeka , Hayal Gücü